Araya Raquel Welch Girdi



Mekana diyecek yok. Güzelliği dillere destan olmuş, güneş altında kumları altın zerrecikleri gibi gözleri kamaştıran, palmiye ağaçları ve lüks otellerle bezenmiş Miami kıyıları... Başınızı nereye çevirseniz bronz tenli güzeller hemen dikkatinizi çekiyor. Tatillerini Miami'de geçirmeye gelenlerin şen kahkahaları, tatlı konuşmaları, Miami kıyılarına vuran Büyük Okyanus'un dalgalarının sesi arasında kayboluyor... Miami'deki güzeller gerçekten herkesin gözlerini kamaştırıyor. Fakat içlerinde bir tanesi var ki, oradaki güzellerin hepsinin şöhretini bir anda sıfıra indiriveriyor. Miamili güzeller de bu durumu pek umursamıyorlar. Zira Amerikan sinemasının yeni seks kraliçesi Raquel Welch ile hiç bir şekilde boy ölçüşmelerine imkan olmadığını gayet iyi biliyorlar. O da kendinden son derece emin, yeni çevireceği filmin hazırlıklarını tamamlıyor.





Raquel Welch'in, Miami'de film çevirmesi yılın sinema olayı niteliğini taşıyacak derecede önemli değil tabii. Fakat genç kadının rol arkadaşının Frank Sinatra olması durumu karıştırıyor.

Eşi Mia Farrow ile iyice bozuştuktan sonra, yeşil gözlü Jacqueline Bisset ile film çeviren Frank Sinatra, genç ve tecrübesiz rol arkadaşıyla pek ilgilenmiş ve çeşitli dedikodulara hedef olmuştu. Fakat daha bu dedikoduların arkası kesilmeden Frank Sinatra, yeni bir film çevirmek için Miami'ye gitti. Genç eşinden resmen değilse bile manen ayrılmış olan yakışıklı, üstelik çapkın bir aktörle, bin bir ümitle evlendiği eşiyle daha balayında münakaşa eden, üstelik güzelliği dillere destan olan bir genç yıldızın kamera karşısında bir araya gelmesi elbette ki çeşitli yorumlara sebep olur.





Raquel Welch, Miami'ye geldiği gün etrafını saran gazetecilere, «Frank Sinatra ile film çevirmek benim gibi bir artist için bulunmaz bir şans,» demişti.

film çalışmaları başladıktan birkaç gün sonra ise Raquel Welch, rol arkadaşı hakkındaki fikirlerini şöyle özetledi: «Frank Sinatra çok neşeli, çok uysal ve üstelik usta bir aktör. Onunla çalışmak insana sonsuz zevk veriyor!...»





Frank Sinatra ile beraber çalışmış olan teknisyenler, hatta artistler onun kamera karşısında çalışırken hiç de uysal bir insan olmadığını gayet iyi bilirler. Frank Sinatra'nın çalışma sırasında gülmek, şakalaşmak şöyle dursun çevresine dehşet yağdırdığı da bir gerçektir... ünlü aktörün ilk defa eski huylarından vazgeçmesi, soru işaretleri yaratıyor.



Bu durumu garipseyenler olduğu gibi, gayet normal bulanlar da var. Terazinin bir kefesinde sinemanın en çapkın erkeklerinden biri, öbür kefede sinemanın seks kraliçesi olursa ve üstelik ikisi de geçmiş günlerin acılarını unutma çabası içinde bulunurlarsa, elbette aralarındaki dostluğun çok daha başka anlamlar taşımasına şaşmamalı.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 20. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir