Audrey Hepburn Hayatını Değiştiriyor

Genç kadın, önünde yığılı duran moda dergilerini bir bir, dikkatle gözden geçirdi. Bazı sayfalara işaretler koydu. Arada bir duruyor, küçük not defterine bazı notlar karalıyordu. Dergileri gözden geçirme işini tamamladıktan sonra derin bir nefes aldı… Ağır ağır doğruldu… Telefonun başına geçti, kıtalararası telefondan Paris’te Hubert de Givenchy’nin modaevini aradı… Eski aile dostu Hubert de Givenchy’yi İsviçre’deki şatosuna davst edecek ve seçtiği modeller üzerinde konuşacaktı…





Dünya sinemasının ünlü yıldızı Audrey Hepburn, eşi Mel Ferrer'den ayrılmak üzere olduğu şu günlerde her şeyden önce kendine bir çeki düzen vermek ihtiyacını hissediyordu... Yeni bir hayata başlarken dış görünüşünün de değişik olmasını, hayranlarının karşısına yeni bir Audrey Hepburn olarak çıkmak istiyordu...

1954 yılında evlenmiş olduğu Mel Ferrer elli beş yaşındaydı. Orta yaşlılık devrinin son demlerini yaşıyordu. Genç kadın Mel Ferrer'le evli olduğu süre içinde daima sade kıyafetlerle dolaşmayı tercih etmiş, kocasının yanında fazla genç görünmemek için adeta bir yaşlılık savaşına girişmişti... Audrey, filmlerinde bile daima en sade kıyafetlerle seyircinin karşısına çıkıyordu... Yüzündeki çocuksu ifadeye rağmen elbiselerinin modelleri hep ağır başlı hanımefendilere yakışacak cinstendi.





Audrey Hepburn, kocasından ayrılmaya karar verinceye kadar bu böyle devam etti. Hiç kimse ona yaşına göre fazla ağır başlı giyindiğini söylememişti... Evli, çocuk sahibi bir hanımefendi olarak günün modasının en sade çizgilerini benimsemeye kendini mecbur hissediyordu.

Fakat genç kadının kocasıyla arası açılıp da yaşıtlarıyla bir arada bulunmak imkanını elde edince yıldızın düşünceleri, görüşleri bir anda değişiverdi. Hele Fransa'da İngiliz aktörü Albert Finney ile film çevirdiği sıralarda genç rol arkadaşlarının görüşleri, düşünceleri genç kadına hayli tesir etmişti. Bu filmin çekimi tamamlandıktan sonra Mel Ferrer'le arası açılınca dış görünüşünde değişiklik yapma fikri Audrey'in zihnine enikonu yerleşmişti...





İşte şimdi de 1968 modasının en göze çarpan, en renkli ve çocuksu modellerinden birkaç tane seçmiş, sevgili dostu Givenchy'nin de bu konudaki fikirlerini almak istemişti... Yıldızla arasında romantik bir bağ bulunduğu da zaman zaman rivayet edilen Hubert de Givenchy de Audrey'in seçmiş olduğu modelleri çok beğendi. Fakat yıldızın bir başka modacının çizgilerini taşıyan elbiseler giymesine razı değildi. Hemen kolları sıvayıp Audrey'in seçtiği modellerden ilham alarak yeni modeller çizdi ye Paris'teki bürosuna gönderdi...





Audrey'i kocası Mel Ferrer'le barıştırmak için teşebbüse geçenler ise bir süre sonra karşılarında değişik bir genç kadın görünce doğrusu çok şaşırdılar... Audrey yeni kıyafetleriyle otuz dokuz yaşında bir kadından ziyade yirmi yaşına yeni basmış, hatta belki de on sekizini doldurmamış bir genç kızı andırıyordu... Bu durumda onun elli beş yaşında bir erkekle mutlu yaşamasına imkan olmadığı aşikardı... Böylece Audrey, kocasıyla arasındaki soğuk havayı gidermeye çalışanlara da çabalarının başarıya ulaşamayacağını anlatmış oldu...



Karısının yeni kıyafetleriyle çekilmiş resimlerini gördüğü zaman Mel Ferrer adeta gözlerine inanamamıştı... Bu, etrafına saadet ve neşe saçan çocuksu genç kızın, Audrey Hepburn olduğuna inanması gerçekten çok zordu... Üstelik karısı halinden öyle memnun görünüyordu ki, onun tekrar eski hayatına döneceğini ummak boşunaydı... O geceden sonra Mel Ferrer de karisiyle barışma hevesinden vaz geçip hayatına yeni bir şekil vermeyi kararlaştırdı...



Zira Audrey, hayatındaki değişikliklere kıyafetinden başlamıştı... Bundan sonra eskisi gibi, film çevirmediği zamanlar, evine kapanıp oturmayacak, hayatının tadını çıkarmaya çalışacaktı... Kendisine bu fikri biraz da rol arkadaşı Albert Finney aşılamıştı... Genç aktör, boş zamanlarında rol arkadaşını gezdiriyor, eğlenmeyi gülmeyi ona öğretmeye çalışıyordu... Film çalışmaları tamamlandıktan sonra ise Audrey, sıkıntısından ne yapacağını bilemez hale gelmişti... İşte o zaman da Albert Finney' in hayatında büyük bir boşluğu doldurduğunu fark etmişti... Aslında Audrey için Albert Finney, gençlik ve mutluluk timsaliydi. O ortadan kaybolunca Audrey gene eski kasvetli hayatına dönmek zorunda kalmış ve tabii çok da bocalamıştı... Fakat artık o eski kıyafetlerle beraber üzüntülü günlerin de geçip gittiğine inanıyordu... Genç kadın kıyafet reformundan sonra fikir reformuna geçmiş ve bundan sonra da sıra çevireceği filmlere gelmişti... Bundan sonra çevireceği filmlerde de eski filmlerinden çok daha değişik rollerde seyircinin karşısına çıkacaktı. Bilhassa yirmi yaşında genç kızları perdede canlandırmak onun en büyük arzusuydu.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 3. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir