Ayhan Işık Korku Filminde




Yeniköy’de. filmciler arasında «Orhan Günşiray’ın kayınvalidesinin evi» diye bilinen köşkte bir korku filminin çevrildiğini haber aldığımız zaman hemen köşke koşmuştuk. Seyircilerin yüreklerini hoplatacak bir korku filminin çekimini seyredecektik!

Köşkte, filmcileri harıl harıl çalışırken bulduk. O güzelim köşk insanın içine korku salan bir esrarlı ev haline getirilmişti. Sağa, sola biraz sonra kan yerine kullanılacak olan kahve kutuları, kamalar, baltalar serpiştirilmişti.





Filmin çekimine ara verildiğinde rejisör Tunç Başaran’ın yanına yaklaştık. Önce, «Hayırlı olsun,» dedik ve film hakkında biraz bilgi vermesini rica ettik. Tunç Başaran başladı anlatmaya...

Aman efendim aman! Bir konu ki, değmeyin gitsin! Başından sonuna kadar kan gövdeyi götürüyor. Hani bazı kitapların kapağında «geceleri okumayınız!» kaydı vardır ya, galiba bu filmin afişine de kocaman kocaman harflerle «geceleri seyretmeyiniz!» kaydını koyacaklar! Bir adam, annesi, babası ve iki oğlu ile yaşamaktadır. Gel zaman git zaman büyük oğlunu evlendirir. Genç yaşında ölen karısının vasiyetine uyarak onlara güzel bir düğün yapar. Gelinle damadı baş başa bırakmak için bir arkadaşına gider. Düğün gecesi hiç beklenmeyen bir olay olur. Nereden çıktıkları belirsiz «üç sapık» evi basar.



Önce alt katta yatan babaanne ile dedeyi yavaş yavaş, işkence ede ede öldürürler. Sonra da üst kata çıkarlar. Gencecik gelinle, bıyığı yeni terlemiş damadın ilk defa birlikte baş koydukları yastığı bir anda kana bularlar... Sonra da ellerini kollarını sallaya sallaya evi terk ederler. İşte esas film bundan sonra başlar... Ve her sahnesinde seyircinin yüreğini hoplatan cinayetler birbirini kovalar. Ama ne cinayetler!... «Sırf kötülük yapmak için kötülük yapan» sapıklar teker teker öldürülür. Biri güneş altında kazığa bağlanır, tabanca ile vücudunda bir, iki «delik» açılır ve karıncalar adamı yer! Bir diğeri motelde, banyo yaparken yakalanır. Elektrik kordonuyla banyo içinde bir güzel boğulur. Bir diğeri...





Bereket bir işçi gelip hazırlıkların tamamlandığını söyledi de sonrasını dinlemekten kurtulduk. Hep birlikte içeriye girip üst kata çıktık. Burada gelinle damadın öldürülüş sahnesi çekilecekti. Yatakta genç artistlerden Funda Postacı ile SES finalistlerinden Nejat Çetinok vardı. Sinemayı bıraktığını duyduğumuz Nejat Çetinok’u iki yıllık bir aradan sonra tekrar film setinde görünce doğrusu hayret ettik. Bu sahne çekildikten sonra yine hep birlikte aşağıya indik. Burada da filmde Ayhan Işık’ın annesiyle babası rolünü oynayan Nezihe Güler'le Selahattin İçsel'in öldürülme sahneleri çekilecekti. Hazırlıklar yapıldı, sıra Nezihe Güler'in bağlanmasına geldi.





İki set işçisi ip getirdi. Nezihe Hanım da direğin dibine geldi. İşçilerden biri arkadaşına dönüp.

- «Sen Nezihe Hanımı bağla» dedi. «Ben de gidip katilleri çağırayım.»

Nihayet «davetiye ile gelen katiller» içeriye girdiler. Işıklar yakıldı ve provaya başlandı. Fakat bir sinek çekime geçilmesine mâni oluyordu. Senaryoya göre Nezihe Hanım ölmüştü, kaskatı durması gerekiyordu. Fakat kan hissini vermek için boynuna ve açık omuzlarına sürülen kahveden pek hoşlanan bir sinek Nezihe Hanımın başucundan bir türlü ayrılmıyordu. Sinek ağzına, omuzlarına kondukça «Ölü anne» de ölü taklidi yapamıyordu tabii!...



Neyse, sonunda senaryodaki ölülere bir ilave daha yapılıp bu münasebetsiz hayvandan kurtuldular! Bunca ölünün arasına bir de 'sineğin öldürülüşü' sahnesi eklendi. Ve böylece başrollerinde Ayhan Işık, Yıldırım Gencer, Reha Yurdakul, Ayton Sert, Nejat Çetinok ve Funda Postacı’nın oynadıkları Öldüren Kin filminin çekimine devam edilebildi. Ayhan Işık’ı Ayhan Işık yapan Kanun Namına filmi için «Sinemada devir açan film» denir. Kim bilir, belki yıllar sonra «Öldüren Kin» için de «Türkiye'de çevrilen ilk korku filmiydi» diye yazarlar.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 44. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir