Belgin Doruk 32. Yaşgününü Arkadaşları ile Kutladı



Pangaltı'da bol akvaryumlu bir meyhane vardır. Yerli filmlerin meyhane sahnelerinin çoğu burada çevrilir. Geçen cuma günü Hisar Film ekibi de «Dünya Dönüyor» adlı yeni filmin meyhane sahnesini çekmek için buraya gelmişti. Biz içeriye girdiğimiz zaman ekip hani hani çalışıyordu.. İzzet Günay, Belgin Doruk ve Hüseyin Baradan önlerine geleni sille - tokat dövüyorlardı. Bir kenara çekildik ve çekimin bitmesini beklemeye başladık. O sırada gözümüz duvardaki sandal dekoruna ve üzerine yağlı boyayla yazılmış bir dörtlüğe takıldı. «İçelim ab-ı hayatı neşe verir bedene Mevlam rahmet eylesin rakıyı icat edene Artsın eksilmesin, taşsın dökülmesin Allah kimseyi meyhanesiz memlekete düşürmesin!»





Biz şiiri okurken çekim bitmiş, Belgin Doruk yanımıza gelmişti. «Hoşgeldiniz» falan demeden ne dese beğenirsiniz?

«Ben bugün sizin geleceğinizi biliyordum. Hatta biraz önce İzzet’e 'Neredeyse damlarlar,' demiştim.» demez mi? Bir an nefes aldı, sonra devam etti: «Oldum olası dikkat ederim SES mecmuası benim doğum günümü hiç unutmaz. Her yıl 28 Haziran oldu mu ben nerede olursam olayım SES mecmuasından biri gelir beni bulur. Bu, geçen yıl böyle oldu, daha önceki yıllarda da... Sizin bana ne kastınız var Allah aşkına? Hani yaşımı saklayacak olsam sizin yüzünüzden imkan bulamayacağım!...»





Belgin Doruk bunu biraz şaka, biraz da her yıl hatırlanışına memnun bir ifadeyle söylemişti. O bize bunlan anlatırken akvaryumlu meyhanenin kapısı açıldı ve tekerlekli bir masanın üzerinde tek mumlu, üç katlı büyük bir pasta göründü. Herkes bir durakladı. Rejisör Sim Gültekin, «Kardeşim galiba yanlış geldiniz. Biz pasta falan istemedik,» derken reji asistanı Savaş da telaşla aksesuar listesine bakıyor ve başını sallıyordu. «Ağabey, bugünkü sahnede pasta falan yok ki!» Sonunda prodüksiyon amiri Arif'ten herkes işin aslını öğrendi.





Belgin, «Dünya Dönüyor» filmini kocasının hesabına çeviriyor. Yani kocası aynı zamanda patronu... Sabahleyin Belgin Doruk işe gelirken Özdemir Birsel ona çok kıymetli bir pırlanta yüzük hediye etmiş. Tabii yaş günü hediyesi olarak. Gelen pasta yine Özdemir Birsel tarafından gönderilmiş, ama... İşin bir de aması var işte. Pırlanta yüzüğü veren Özdemir Birsel, Belgin'in eşi... Özdemir Bey karısının hediyesini verdikten sonra yazıhanesine gitmiş ve, «Dostluk başka, alışveriş başka» deyip prodüktör olarak filminin baş artistine bir yaş günü pastası göndermiş. Settekiler de böylece kendilerine pastanın geliş sebebi anlatılırken, o günün Belgin'in doğum günü olduğunu da öğrendiler ve onu tebrike başladılar. Tebrik faslı da bittikten sonra sıra pastanın kesilmesine gelmişti. Belgin eline bıçağı aldı, pastaya yaklaştı ve tam o anda kameraman Mustafa Yılmaz'ın sesi duyuldu:





- «Bir dakika Belgin Hanım, bir dakika.»

Herkes o tarafa baktı. Mustafa Yılmaz kamera başına geçmişti. Neyse, biraz sonra Mustafa Yılmaz'm niye «Bir dakika» dediği de anlaşıldı. Reji asistanı klaketi («Doğum günün kutlu olsun» diye yazdıktan sonra) pastanın önünde kameraya doğru tuttu. Rejisör de «Motor» dedi. Belgin Doruk da espriyi anladığı için hemen «rol yapmaya», yani pastayı kesip arkadaşlarına dağıtmaya başladı. Herkes bir ağızdan «Happy Birthday to you» diye şarkıyı söylerken kalabalığa sağdan, soldan girmeye çalışan ve bir türlü pasta alamayan Hüseyin Baradan'm sesi şarkıyı bastırdı.



- «Allah rızası için biraz yaş günü pastası.»

Pastanın tevzii de bittikten sonra Belgin Doruk'u bir köşeye çekip hanımlar için en tehlikeli konuya girdik. Belgin Doruk 1936'da doğduğuna göre bu kutladığı 32'nci doğum günü oluyor. Matematiğe göre böyle ya, siz de bizim gibi, «Bir kadın göründüğü yaştadır» derseniz Türk sinemasının bu gerçekten hanımefendi yıldızına imkan yok 25'ten fazla diyemezsiniz...

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 28. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir