David Hemmings ve Gayle Hunnicutt’un Hikayesi



David Hemmings'i «Camelot» filminin setinde yakaladım. Niyetim «Hafif Süvari Alayı'nın Hücumu» isimli filmi çevirmek için bir süre Türkiye'de kalmış olan genç aktörle konuşup onun Türkiye hakkındaki fikirlerini öğrenmek ve bu arada ondan alacağım çeşitli haberlerle vatan hasretini gidermekti. İngiliz asıllı genç aktör, İngiliz tarihiyle ilgili bir efsaneden alman «Camelot» filminde oldukça önemli bir rolde oynuyordu.





Sette, David Hemmings'in benimle konuştuğunu görenler hemen etrafımızı aldılar. Neşeli, şakacı bir delikanlı olan aktör, bir iki espri yaparak hayranlarını güldürdü. Sonra da daha rahat konuşabilmek için aktörün soyunma odasına geçtik. David Hemmings: «Sizin ülkeniz sihirli bir ülke» diye söze başladı. «Daha Türkiye'ye adımımı attığım an hayat görüşüm, düşüncelerim değişti. Adeta bambaşka bir insan oldum... Havasından mı suyundan mı, yoksa yiyeceklerinden mi nedir bilmem, kısa bir süre içinde hayal kurmaktan hoşlanan romantik bir delikanlı olup çıktım... İşte Gayle ile evlenmenin esas sebebi de bu.»





Bu sırada içeri giren güzel yüzlü muntazam vücutlu Gayle Hunnicutt da David Hemmings'in sözlerini tasdik etti! «Bizim maceramız başlangıçta film şirketinin propaganda amacıyla ortaya attığı bir ticarî maceraydı,» dedi. «David ile bir süre nişanlı kalacak, film bitince de bu maceraya son verecektik... Fakat Türkiye'de her şey değişiverdi... Bizi gerçekten nişanlı zannedenlerin sözlerinin tesiri altında kaldık... Ankara bozkırlarında güneşin batışını seyrederken içimizden tatlı tatlı bir şeyler koptuğunu hissediyorduk...»





Eğer sözünü kesmeseydim, Gayle Hunnicutt, Türkiye'de geçirdiği tatlı günlerin hatıralarını anlatmaya devam edecekti. Fakat David Hemmings'in laf arasında pek önemsemeden geçiştiriverdiği «evlenme» meselesi zihnime takılmıştı. «Siz evlendiniz mi?» diye sordum. «Nişanlı olduğunuzu biliyordum ama düğününüzden doğrusu hiç haberim yok.» David Hammings güldü: «Evlenme haberini bir süre daha gizleyecektik ama İngiltere'de gazeteciler bizim nişanı bozmak üzere olduğumuzdan ısrarla bahsetmeye başlayınca, hemen evlenmeye karar verdim.





Hatta Gayle'e akıl bile danışmadan bir toplantıda evli olduğumuzu itiraf ediverdim. Böylece zihinlerdeki istifhamlar da ortadan kalktı. Baştan Gayle çok kızdı. Ama sonra o da bana hak verdi... Birbirimizi çok sevdiğimiz halde, iş icabı bir araya getirilmiş bir çift olarak tanınmak ağrıma gidiyordu...»Gayle Hunnicutt da: «Evet, önce David'e sırrımızı açıkladığı için kızmış, hatta onunla birkaç gün konuşmayacağımı da söylemiştim ama sonradan kendisine hak verdim» dedi.





Hollywood'un yeni evli çifti, Ankara'da buluştuktan kısa bir süre sonra birbirlerine daha fazla yaklaştıklarını, birbirlerinin dertleri, sevinçleriyle daha fazla ilgilenmeye başladıklarını belirttiler. Gayle, filimde hiç rolü olmadığı halde nişanlısını sette bir gün bile yalnız bırakmamış... Sevgililer, tenha köşelerde yabancı gözlerden uzakta birbirlerini kucakladıkları zaman hayatlarını birleştirmeye karar vermişler... Türkiye dönüşünde de Londra'da alelacele nikahlanıp Amerika'ya geçmişler.





David Hemmings'i yakından tanıyanlar için onun Gayle ile evlenmesinin tam bir sürpriz teşkil ettiğini de burada açıklamak gerekiyor. Altı yaşında sahne hayatına atılan, girip - çıkmadığı iş kalmayan, iyi bir ressam, iyi bir yazar ve iyi bir taklitçi olan David Hemmings bugüne kadar kadınlar konusunda birbirini tutmayan fikirleriyle çevresinde «hercaî gönüllü» olarak tanınmış bir genç.





David Hemmings bana his hayatını şöyle özetledi:- «On dokuz yaşındayken evlendim. Yirmi iki yaşında bu cehennem hayatına daha fazla katlanamayacağımı anlayarak boşandım. Bir daha da evlenmeye hiç niyetim yoktu. Fakat ah ah sizin o Türkiye'nizin aşk kokan havası yok mu, her şeyi alt üst etmeye yetti. Mamafih ben bu durumdan hiç de şikayetçi değilim. Bundan sonra evli barklı bir aktör olarak filmciler üzerinde daha iyi bir tesir bırakacağımı umuyorum...»



Gayle Hunnicutt da: «Kocam bana eski hikayelerinin hepsini anlattı,» diye açıkladı. «Onunla geçinmek isteyen bir kimsenin David'i iyi ve fena taraflarıyla olduğu gibi kabul etmesi ve kendini ona uydurması gerekir. Ben kalkıp da kocamın huylarını değiştirmeye kalkışırsam bu evlilik gayet tabii kısa ömürlü olur. Halbuki ben ölünceye kadar kocamdan ayrılmak istemiyorum...» Genç karı - kocanın birbirlerine bakışlarından birbirlerinin ismini söylerken takındıkları tavırdan onların gerçekten aşık olduklarını anlamak kabildi...



David Hemmings bir ara «Hep ciddi konular üzerinde konuştuk,» dedi. «Size biraz da taklit yapayım. Sabahtan beri Gayle de suratını asıp duruyor. Zaten benim eşimin hiç bir zaman asık yüzlü bir kadın olmasını istemem... Türkiye'de gördüğümüz güzeller gibi daima gözlerinin İçi gülmeli...» Karı, koca Hemmings'ler Türkiye'ye hayran olmuşlar. Türkiye'nin tabii güzelliğinin kendilerini büyülediğini ısrarla söylüyorlar. İlk fırsatta Türkiye'ye gelip Antalya'da bir ev satın almayı şimdiden kararlaştırmışlar bile. Eğer fikirlerinden caymazlarsa her yıl Türkiye'ye gelecekler ve Akdeniz'in bu şirin şehrinde bütün yılın yorgunluğunu, deniz, güneş eşsiz tabiat güzellikleri arasında dağıtmaya çalışacaklar...

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 43. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir