David Niven’e İstanbul Yolu



İngiliz aktörü David Niven, uzun yıllardan beri kış aylarını İsviçre'de Gstaad yakınlarındaki şatosunda geçirir... Film şirketlerinin bu ünlü aktöre kış aylarında iş teklif etmek için giriştikleri mücadele bugüne kadar hiç olumlu netice vermemiştir... Aktör kış aylarında çalışmak için daima normal ücretinin beş misli fazla para ister ve tabii şirket de bu kadar ağır bir yükün altına girmeyi lüzumsuz bulduğu için teklifini hemen geri alır... Bu, yıllardan beri böyle devam edip gider... Ama buna karşılık aktör senenin dokuz ayında da gerekirse dünyanın öbür ucuna kadar gitmekten çekinmez, öldürücü bir çalışma temposu içine girer. David Niven yıllardan beri bu şekilde yaşamaya alışmıştır ve durumundan hiç de şikayetçi değildir. Film çevirdiği zamanlar, her şeyi unutup kendini işine verir.





1967 yılı David Niven için meslek hayatının en faal yıllarından biri oldu diyebiliriz. Ünlü aktör önce Faye Dunaway ile «Impossible Seaman» (Beceriksiz Denizci) isimli filmi çevirdi, daha sonra Deborah Kerr ile «Prudence and the Pill» son olarak da Lola AJbright ile «The Impossible Years» isimli filmleri tamamladı... Üç değişik ülkede çevrilen bu filmler David Niven'i bir hayli yormuştu. Film çalışmalarını tamamlar tamamlamaz, karısını ve çocuklarını alıp doğruca İsviçre'deki şatosuna çekildi. Artık üç ay film çalışmalarıyla hiç ilgilenmeyecek, gelen mektuplara cevap vermeyecek, sinema dünyasıyla hiç bir şekilde ilgilenmeyecekti...





Fakat bu defa David Niven bu düşüncelerini tam manasıyla gerçekleştiremedi... Aktör, yıllarca süren tereddütten sonra nihayet kendi adına bir film şirketi kurmaya karar verdi ve şirketin kuruluşuyla ilgili ilk hazırlıklara başlamıştı... Bu yüzden David Niven, bu yıl, geçen yıllarda olduğu gibi kış aylarında sinemayla ilgisini kesmedi. Şirketin kurulması nihayet bir, iki formalitenin tamamlanmasına bağlıydı. Fakat asıl işin önemli tarafı ondan sonra başlayacaktı... David Niven, kendi adını taşıyan film şirketi hesabına çevireceği filmin, sinema âleminde bir bomba gibi patlamasını istiyordu...





Aktörle eşi, bir yandan kış sporlarını yaparlarken bir yandan da ellerindeki senaryoları gözden geçiriyorlardı... Sonunda bu bomba filmi buldular. Daima yenilik yapmaya taraftar olan David Niven feza çağıyla ilgili bir macera filminde karar kıldı... Eşi de filmin hikâyesini beğenince iş bu filmin nerede çekileceğini tespit etmeye kalmıştı... Karı koca bu meseleyi efe halletmekte güçlük çekmediler... Yıllarca önce unutulmaz bir tatil geçirdikleri İstanbul, tam filmin hikayesine uygun bir şehirdi. David Niven, İstanbul'un güzel manzaralarını, nefis Türk yemeklerini, insanlarından gördüğü ilgiyi hiç unutmamıştı... Hem böylece yıllarca önce Türk hayranlarına vermiş olduğu sözü de tutmuş olacaktı...



David Niven'in yıllarca önce İstanbul'u ziyaretini hatırlayanlar, aktörün, «İlk fırsatta İstanbul'a tekrar geleceğim. Bu güzel şehri bütün dünyaya tanıtacak bir filmi mutlaka çevireceğim,» dediğini elbette unutmamışlardır...

İşte şimdi David Niven yıllarca önce vermiş olduğu sözü yerine getirmek için ilk adımını atmış oluyordu. Aktör İstanbul'da film çevirme hevesine kendini öylesine kaptırmıştı ki, yıllardan beri ilk defa İsviçre'nin karlarını, kayak yapmanın zevkini, hiç bir şey düşünmeden keyfine bakmayı, sadece çocukları ve eşiyle meşgul olmayı unutmuştu...

Son gelen haberlere bakılırsa, ünlü aktör ve eşi, yaz başlarında Türkiye'ye gelecekler ve David Niven'in film şirketi İstanbul'da ilk filmini çevirmeye başlayacak.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 10. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir