Bombay'ın en lüks otellerinden birinin hemen hemen bütün odaları İngiliz filmcilerine ayrılmıştı... Oteldeki müşteriler bu haberi alınca hiç memnun olmadılar. Soğuklukları ve disiplini sevmeleriyle ün salmış İngilizlerin otelin samimi havasını bozacağından korkuyorlardı... Üstelik filmcilerin gece gündüz otel koridorlarında bir oraya bir buraya koşacaklarını, diğer müşterileri hiçe sayıp ortalığı birbirine katacaklarını düşünüyorlardı. Kış ortasında Bombay'a dinlenmek için gelmiş olan turistler İngiliz filmcilerinin gelişinden endişe duymakta hani yerden göğe kadar haklıydılar.

Birkaç gün sonra otelde olağanüstü bir faaliyet göze çarptı... İdareciler telaş içinde oradan oraya koşuşup duruyorlardı. Müşteriler nihayet korktuklarına uğramak üzere olduklarını fark ettiler... Demek ki İngiliz filmcilerinin otele varış saati yaklaşmıştı.

O gece otelin yemek salonu her zamankinden daha erken doldu... Eski müşteriler filmcileri görmek, filmciler de otelin adetlerini bilmedikleri için bir an önce yemeklerini yemek için yemek salonunda toplanmışlardı... Filmcilerin arasındaki zayıf, sevimli genç kadın masa başındakileri esprileriyle güldürmekten başka, çeşitli komik tavırlarıyla, kısa denebilecek bir zaman içinde etrafındakilerin de ilgisini çekmeyi başarmıştı.

Ertesi akşam da otelin lokantasında hiç kimse doğru dürüst yemek yiyemedi... Zira o zayıf genç kız, salona öyle komik bir kıyafetle inmişti ki herkes gayrı ihtiyari onu seyretmek zorunda kaldı... İngiliz asıllı artist Rita Tushingham'ın filmlerini seyretmiş olanlar bile bu garip kıyafetli, komik hareketli, son derece neşeli genç kızın, Rita Tushingham olduğunu neden sonra fark ettiler...

Artık oteldeki müşterilerle filmciler arasında sulh olmuş, buzlar çekilmiş, dostluk kurulmuştu... İngiliz filmcileri başta Rita Tushingham olmak üzere otel müşterilerine yakın bir ilgi gösteriyorlar, boş zamanlarında onlara komik hikayeler anlatıp kahkahadan kırıp geçiriyorlardı... Hele bir akşam, Rita eline Hintlilerin müzik aleti olan gitarını alıp palyaço kıyafetiyle salona inince herkes işi gücü bırakıp Rita Tushingham'ın etrafını sarıverdi... Bu çelimsiz kızın udun ağababasıyla verdiği o muhteşem konseri dinledi.

Bombay'a «Guru» isimli bir film çevirmek için gelmiş olan Rita Tushingham, çevirdiği filmde kemik bir tip yaratmadığı halde, içinden gelen güldürme isteğine karşı koyamayıp hiç olmazsa otel sakinlerine eğlenceli saatler geçirtmek istemişti... Filmciler arasında Rita Tushingham'ın bu davranışlarını beğenmeyip «Yahu bu artist mi yoksa palyaço mu?» diyenler de çıktı, ama çoğunluk bu genç sanatçıya hayran kaldı.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 11. SAYISI