Gizemli Catherine Deneuve

Catherine Deneuve bugün Fransız sinemasının geleceği en parlak yıldızıdır. Şöhretin zirvesindedir ama, yaşı sadece yirmi üç. Anlı şanlı Brigitte Bardot‘tan 10, Jeanne Moreau’dan ise tam 20 yaş küçük. Soluk benzi, ucu hafif kalkık biçimli burnu, incecik vücudu, dağınık saçları ve çağının bütün özelliklerini aksettiren giyimi ile tam gününüzün yıldızı. Bu yüzdendir ki ünlü rejisör Bunuel, 18. asırda yazılan Manon isimli romanı günümüzün şartlarına uydurarak beyazperdeye aktarmaya karar yerdiği zaman, kadın yıldız olarak ilk aklına gelen isim Catherine Deneuve olmuştur.





Türkiye, onu özellikle «Cherborug Şemsiyeleri» adlı şarkılı filmden tanır. Fakat Catherine Deneuve'ün şöhreti, Batı'da çok daha yaygındır. Bugün film başına üç, dört yüz bin lira alır. Çekilen her resmini önce kendi görür, sonra yayınlanmasına veya piyasaya çıkarılmasına izin verir. Rejisörler ona dilediği rol arkadaşını seçmek imtiyazını tanımışlardır. Üstelik Catherine, çalışma bakımından da herhangi bir artistten daha fazla itibar görür. Hiç bir zaman dokuzda işe başlamaz. Öğleye doğru yataktan kalktığı için daima öğleden sonraları iş alır. Günde sekiz saatten de bir dakika fazla çalışmaz.



Birçokları için o, Fransız sinemasının muamma kadınıdır. Bazen bakarsınız son derece keyifli, şakacı ve cana yakındır. Bazen de mesafeli ve tamamen aksi. Kimisi onu kadınlıktan uzak, soğuk bir tip olarak görür. Kimine göre de saflık sembolüdür. Ne kadar açılıp saçılsa, günahlarının en ağırını bile işlese, yine de kendini düşürmeyecek bir tiptir.

Catherine, en az Brigitte Bardot kadar flört etmiştir. Sami Frey, B.B. gibi onun da sabık sevgilisidir. İki yıl önce çılgınca sevişmişler, sonra Catherine bir film çevirmek üzere İngiltere'ye gittiği zaman, Londra'da buluşmak üzere randevulaşmışlardı. Fakat Sami, randevu yerinde, onun bıraktığı veda mektubunu buldu. Catherine ise, o sıralarda şimdiki kocası David Bailey'in kollarındaydı. Ve ona çıplak resimlerini çektirmekle meşguldü.





B.B.'nin eski kocası Roger Vadim ile Catherine Deneuve'ün de ciddi bir macerası oldu. Üstelik şimdi 4 yaşına gelen çocuğunun babası da Roger Vadim'dir. Ama genç yıldıza sorarsanız, «Vadim sanki hayatıma hiç girmedi» der.

Johnny Hollyday, Serge Marquand, ikisinin de hayatlarına giren müşterek şöhretlerdir. Fakat dünya B.B.'yi hafif meşrep bir kadın olarak tanır. Catherine'e ise bu konuda toz kondurmaz.



Genç yıldız, hayatının her çağında, bugünkünün küçük bir kopyası olmuştu. Bebekliğinde son derece iştahsız bir çocuktu. Yedi yaşına kadar mama ile beslenmiş, ağzına bir lokma yiyecek koymamıştı. Şimdi de günleri adeta aç geçer. Sınıfta her zaman okulun en uslu talebesi olarak dikkati çekmişti. Sırasına sabahleyin oturur, yemek veya tuvalet için kalkar, bunun dışında hiç kıpırdamazdı. Ama ders çalışmaya gelince Catherine kitap sayfalarına dalgın dalgın bakardı. Bu yüzden de liseyi bitirdiği halde bir ilk okul öğrencisi kadar kültürü olmadığını saklamaz. Hala da bu bilgisine bir damla bilgi eklemek ihtiyacını duymaz. Meslektaşlarının bir çoğu, şöhrete kabiliyetleri sayesinde ulaştıklarını iddia ederler. O ise, Bana tesadüfler, şans ve bir kadın berber yardım etmiştir» der. Hikayeyi de şöyle anlatır:





- «İlk rol aldığım filmde, saçlarımızı tarayan kadın berber ile yakın arkadaş olmuştum. Kadının kocası da berberdi. Ve o sırada Mel Ferrer'e film çevirten bir kadın prodüktörün saçlarını yapıyordu. Vasıtalı bir şekilde benden Mel Ferrer'e haber gitmiş. Beni görmek istedi. Son derece beğendi. Karısı Audrey Hepburn'e benzetti. Onun sayesinde iki önemli filmde oynadım. Ve bu filmlerde çalışırken, Jacques Demy ile tanışıp «Cherborug Şemsiyeleri»'ni çevirdim. Catherine Deneuve, hayatta en çok, aynada kendini seyretmekten hoşlandığını söyler. Takma kirpik ve mücevher kullanmaya, iyi giyinmeye bayılır. Kıyafeti daima modanın en aşırı cereyanlarına uygundur. En sevdiği hayvan ise faredir. Bunun yanı sıra baykuşları sevdiğini söyler. «Artistlik Mesleğini» niçin seçtiniz? sorusuna verdiği cevap da dinleyenin ağzını hayretten bir karış açtıracak cinstendir:



- «Bundan daha rahat, daha tembel harcı bir iş bulamadığım için.»

Catherine Deneuve'ün bu sözlerini duyan diğer artistlerin, yıldızı garipseyecekleri muhakkak. Zira artistlik aslında hiç de onun dediği kadar basit bir iş değildir. Ancak, Catherine Deneuve, oynayacağı rolleri seçerken de, yorucu olmamalarına özellikle dikkat eder.

Gerçekten de onun bütün filmleri adeta sessiz çevrilmiştir. Artistler daha çok hareket ederler ve çok az konuşurlar. Catherine'in meslek hayatında çevirdiği 17 filme ait senaryoların sayfalarını toplasanız bir mecmua kalınlığını ya tutar, ya tutmaz...

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 3. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir