Gringo Salgını

Aklı fikri sinema artisti olmaktaydı. Sinemalarda yakışıklı aktörlerin oyunlarını seyrettikçe çileden çıkıyor, günün birinde sinemanın en yakışıklı aktörü olacağına yemin ediyordu. Kendi kendine söz veriyordu. Sinemanın yakışıklı jönleri arasına girmek İtalyan asıllı Guiliano Gemma için gün geçtikçe dayanılmaz bir arzu halini almaya başlamıştı. Delikanlı rol kabiliyetinin olup olmadığını, filmcilerle anlaşıp anlaşamayacağını da henüz bilmiyordu, ama o, aklına bir kere sinema artisti elmayı koymuştu. Geç de olsa, güç de olsa bu işi başaracaktı…





Talih bundan altı yıl önce Guiliano Gemma'nın yüzüne güldü. Amerikanvari bir kovboy filmi çevirmek isteyen bir İtalyan film şirketi, Amerikalı tipinde «riyan, yakışıklı bir delikanlı arıyordu. Filmcilerin aradıkları özelliklerin hepsinin kendisinde bulunduğunu fark eden Guiliano Gemma, hiç vakit kaybetmeden şirkete başvurdu ve böylece sinemada yepyeni bir tip doğmuş oldu: Gringo... Guiliano Gemma'ya (film afişlerindeki adıyla Montgomery Wood) ilk filminde silahını elinden hiç bıraktırtmamışlardı.





Genç adam iki saatlik süre içinde bir tek silahla koca bir kasaba halkını cansız yere seriyordu! Genç aktör adayı filmini seyrettiği gün kendi haline kahkahalarla güldü. Seyircinin böyle bir filmi beğeneceğini hiç ummuyordu. Ama filmcilerin de bu filmden sonra ona daha başka filmlerde rol verebileceklerinden emindi. Ünlü bir aşk romanından alınan filmde erkek kahramanı canlandırmak muhakkak ki Guiliano Gemma'yı kısa zamanda şöhrete ulaştırabilirdi. O, böyle düşünüyordu.



Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı... Guiliano Gemma'nın durmadan adam öldürmesi sinemaseverlerin pek hoşlarına gitmişti. Film gösterilmeye başlar başlamaz hasılat rekorlarını kırmaya başladı. Filmciler de Guiliano Gemma'yı hemen hemen ikinci bir kovboy filminde oynatmak üzere harekete geçtiler. Artık Guiliano Gemma sinemada, ilk filmindeki adiyle yani Gringo olarak veya afişteki Montgomery Wood adiyle tanınıyordu. Gringo'nun maceraları uzun süre bir seri film halinde devam etti. Guiliano Gemma artık İtalyan sinemasının zengin ve şöhretli artistlerinden biriydi. Muradına ermişti.



Dünyanın büyük şehirlerinde Paris'te, Londra'da, Roma'da birer evi, son model birkaç arabası ve hepsinden önemlisi milyonlarca kadın hayranı vardı. Guiliano Gemma ilk filmini görür görmez kadınların, bu eli tabancalı amansız kovboydan hiç hoşlanmayacaklarını düşünmekle hata ettiğini gayet iyi anlamıştı... Bu sebeple bir daha filmcilerin karşısına geçip de, »Beni aşk filmlerinde oynatın, romantik aşık rolleri bana daha iyi gider,» şeklinde sözler sarf etmedi. Genç adam daha uzun yıllar bu çocukluk hayalini gerçekleştiremeyeceğini artık kesin olarak anlamıştı. Ama özel hayatında romantik aşık rolü oynamasına da kimse ses çıkaramazdı ya... Genç aktör, sekreteri Natalia ile beş yıldan beri devam ettirdiği gizli aşk maceralarını artık açığa vurabilirdi.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 11. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir