Gülriz Sururi’nin Altın Elbisesi

Gülriz Sururi, şimdiye kadar Türkiye’de hiç bir kadının yapmadığını yapıyor: «Altın Elbise» ile sahneye çıkıyor… Evet, evet! Halis muhlis som altından dokunmuş, pardon yapılmış bir elbiseyle! Altın telleriyle süslenmiş, işlenmiş elbiseleri çok gördük, ama siz halis, muhlis altından yapılmış bir kadın robu, daha doğrusu entarisi gördünüz mü?

Görmedinizse Gülriz Sururi’nin üzerinde göreceksiniz. Bir elbise ama ne elbise… Önce bu elbisenin tarihinden (sonra da coğrafyasından) bahsedelim.





Gülriz Sururi’nin eşi Engin Cezzar'ın kökü, şeceresi eskilere, geçen asırlara gidiyor. Rivayet ederler ki, Napolyon Bonapart'ı Akka'da yenen Cezzar Ahmet Paşa, Engin'in dedesiymiş. Eh koskoca Osmanlı paşasının malları arasında bir de altından elbise bulunur değil mi ya? nız elbiseyi önceden kimin giydiği hala meçhul.

Gülriz: «Elbiseyi Engin'in annesi giyermiş. Her halde bir rakkase için yapılmış olacak. Tam 1 kilo 800 gram!» dedikten sonra giyeceği elbiseyi avucuna alıp poz verdi. Resmi çekildikten sonra altın külçesi şeklindeki robunu «pat!» diye elime tutuşturdu. Doğrusu şimdiye kadar elime hiç 1 kilo 800 gram ağırlığında altın almamıştım. Şaşırdım kaldım... Hayret ettim, hayran oldum.





- «Acaba bu elbiseyi giyince içinizde nasıl duygular uyanıyor?» diyecek oldum. Hemen dudak büktü: «Kendime güvenim artıyor. Bir gece kulübünde ilk defa şarkı söylemeye bu elbiseyle başlayacağıma göre itimat duymam da şart değil mi?» dedi. Sonra bizden izin isteyip tiyatrodaki odasına kapandı. Çıktığı zaman gözlerimiz kamaştı. Hani «Gooldfinger - Altın Kız» filmine yaraşan bir kadın olmuştu Gülriz.

Doğrusu şimdiye kadar böyle sahici bir altın elbiseyi hayatımızda ilk defa görüyorduk. Hem de Gülriz gibi, güzel vücutlu bir kadının üzerinde... Su elbiseyle poz verirken gözlerimiz kamaştı, fotoğraf makinesini net yapamadık, ilk çektiğimiz pozlar «flu» çıktı!...





- «Kim bilir başka kadınlar ne kadar kıskanacak? Acaba maddi değeri nedir?» diye sormak cesaretini gösterdik.

Gülriz Cezzar: «Bir uzmana gösterdik, fiyat biçemedi. 'Bunun tarihi değeri var. Parayla ölçülemez!' dedi.»

Gördünüz mü siz şimdi başımıza gelenleri? Bir ay Gülriz'in şarkı söylerken üzerinde ağırlığını duyacağı bu elbiseye bir fiyat koyamıyoruz: 50.000 lira, 100.000 lira diyemiyoruz!

Ama Gülriz Cezzar'ın bir ayda çalıştığı gece kulübünden ne alacağını biliyoruz: 50.000 lira!



Elbisenin asıl ilgi çeken tarafı bir kuyumcuda «tamir» edilmesi, daha doğrusu Gülriz’in vücuduna göre biraz değişikliğe uğraması! Tasavvur edin: Kerpeten, pense, mengene, testere ile düzeltilen bir kadın robu... Eteklerindeki altı üçgen, üç yarımada gibi uzanan bir kadın entarisi... Mübarek elbise değil, Ortaçağ şövalyelerinin çelik zırhı sanki. Yalnız onlar yekpare, bu elbise ise biraz pencereli... Şeffaf kumaşlar var ya? Onlardan daha saydam... Daha doğru bir söyleyişle «Gülriz Modaevi» nin mamulü olan bu altın elbise, her tarafından hava alacak şekilde dokunmuş...



Bilmem bu nefis elbiseyi gözlerinizin önünde canlandırabildiniz mi? Ne kadar tarif edersek edelim, canlandırabileceğinizi tahmin etmiyoruz. Elbisenin ne kadar muhteşem bir şey olduğunu anlayabilmek için onu yakından görmek gerekir. Şeffaf desem değil, delikli desem değil! Kısacası anlaşılan kraliçelerin bile sahip olamadığı şeye Gülriz sahip!...

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 10. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir