Yıldızların mahallesi Beverly Hills de sakin, güneşli, mutlu yaz sabahlarından biri daha başlamıştı. Dönemeçlerden hızla dönen bir arabanın sesi, mahalle sakinlerini tatlı sabah uykularından uyandırmıştı… Son hızla ilerleyen araba, büyük bahçeli villalardan birinin önünde durdu. Şoför mahallinin kapısı açıldı ve sabah güneşinde yıldızları pırıl pırıl parlayan yakışıklı bir general, arabadan indi. Arabanın kapısını kaparken başını yukarı kaldırmış, gözlerini evin kapalı pencerelerinde merakla gezdirmeye koyulmuştu… Evden hiç ses gelmiyordu… Hemen bagajın kapağını açtı, bavulunu çıkardı sonra koşar adımlarla evin kapısına doğru yürüdü… Kendini yirmi yaşında bir delikanlı kadar dinç hissediyordu… On beş gün süren cehennem hayatından sonra sakin ve mutlu yuvasına dönmek, Hollywood’un ünlü aktör – generali James Stewart‘a yorgunluğunu, ilerleyen yaşını unutturmuştu…

Vietnam’da on beş gün kalmak, aktörün barış kelimesinin taşıdığı anlamı iyice öğrenmesine yetmişti… Şu anda ev halkının her türlü tehlikeden uzak, yataklarında mışıl mışıl uyuduğunu bilmek bile mutlu aile reisinin yüreğine su serpmeye yetiyordu… Savaş sahasında patlayan bombaların o müthiş gümbürtüleri hala kulaklarından gitmemişti…

İkinci Dünya Savaşı’na havacı olarak katılıp sonradan general rütbesini alan James Stewart, 19 yıldır evliydi ve evlendiği gün taşındığı bu evden mecbur olmadıkça ayrılmamıştı… New York sosyetesinin yakından tanıdığı eşi Gloria, aktöre ikiz kız evlat kazandırdıktan sonra Stewartların mutlulukları bir kat daha artmıştı… Aktör, bunca yıldır Hollywood’un hiç bir dedikodusuna karışmadan eviyle eşi arasında mekik dokumuştu… Bundan sonra da fiyatında bir değişiklik yapmayı hiç düşünmüyordu…

Önümüzdeki günlerde yetmiş beşinci filmini çevirmeye başlayacak olan James Stewart, Vietnam dönüşü karısı ve kızlarıyla bir süre evinde dinlenmeyi kararlaştırdı… Evinden, sevdiklerinden uzakta cehennem hayatı yaşamak, James Stewart’ın moralini bozmuştu. Üstelik, aktörün kızları da babalarının yüzünü pek seyrek görmekten şikayetçiydiler. Kış aylarında nasıl olsa kızlar okula gidiyor, babalan da film çalışmalarına dalıyordu. Ama yazın hiç olmazsa birkaç hafta kızların da babalarıyla bir arada eğlenmek istemelerinden daha tabii bir şey olamazdı… Böylece Hollywood‘un en mutlu ailelerinden biri olan Stewartlar, evlerinde her türlü endişe ve dedikodudan uzak, sakin bir tatil devresine girdiler.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 35. SAYISI