Kim Novak’ın Dönüşü




Bir zamanlar fırtınalı aşkları ve esrarlı yaşayışı ile bütün dikkatleri üzerine toplayan sarışın güzel Kim Novak, tam iki buçuk yıllık aradan sonra yine film dünyasına dönmüş bulunuyor. Son filmi, kaderi kara yazılmış «13» adlı kurdeleydi ve bunun çekimi sırasında Kim, attan düşerek bel kemiğini sakatlamıştı. Sonradan yerini Deborah Kerr aldı ve film hemen hemen yeni baştan çekildi. Fakat, bu uğursuz film yeni şekli ile de herhangi bir sinemada gösterilemedi.

Kim ise kaderine küsmüş vaziyette Monterey’deki kartal yuvasını andıran kayalık bir tepenin üstündeki evine dönmüştü. O günden beri de hemen hemen hiç dışarı çıkmayan Kim, pek az kimse ile görüşüyor ve resme çalışıyordu.






Nihayet bu yaz, Kim’in yaşayışında bir dönüm noktası oldu. Çünkü hem Hollywood‘a döndü, hem de sanat hayatının en önemli filmi olabilecek bir çalışma için, yeniden kameraların karşısına geçti. «Lylah Clare Efsanesi», Kim’in şimdiye kadar çevirdiği en dramatik film olmakla kalmayacak, ayrıca sağlayacağı kârla, Kim’in hala sevilen bir yıldız olup olmadığını da gösterecektir.

Kim ise, «pek hoş ve heyecan verici» bulduğu bu dehşetli hikâyenin çekiminde, ciddiyetle çalışmaktadır.






Filmin hem prodüktörü, hem de rejisörü olan Robert Aldrich, başrolü vereceği kadın yıldızı seçerken uzun uzun düşündüğünü saklamamaktadır. «En sonunda Kim’de karar kıldım, çünkü fettan bir sinema yıldızını beyazperdede ancak fettan bir sinema yıldızı canlandırabilir. Kim’de ise aradığım bu vasıf ve ayrıca özel bir esrarlı hava vardı!»

Kim, sinema artisti Lylah Clare’ın esrarengiz katledilmesini anlatan hikayede, iki rol birden oynayacaktır.



Lylah evlendiği gece feci bir şekilde öldürülen bir yıldızdı. Ancak bazı yakınları bu ölümü şüphe ile karşıladılar.

Sonra birden ortaya, şaşılacak derecede Lylah Clare’a benzeyen bir başka genç kadın çıktı ve onun yerini almak istedi

İşte Kim, filmde hem Lylah’ı, hem de taklitçi Elsa Brunkmann’ı canlandırmaktadır. Mazinin garip olaylarına ışık tutulmakta, Elsa da bu olayların kurbanı olmaktadır.






Hikaye Hollywood’da cereyan ettiği için ekip, Graumann’ın Çin Tiyatrosu ve «Hollywood Brown Derby» gibi pek gözde yerlerde geceleri çalışmaktadır.

Kim göründüğü her umumi yerde büyük bir heyecanla karşılanmış, hayranları kendisini derhal tanımışlardır.

Kim’in son sevgilisi Joel Thomas adında yakışıklı bir erkektir. Thomas, Monterey’de, Kim’in yemeklerini pek beğendiği «El Matador» lokantasının sahibidir. Kim, «Evlilik konusunda hiç bir planım yok,» diye ısrar ederken Joel’i çok, ama pek çok sevdiğini de gizlememektedir.



Kim son iki buçuk yıl içinde bol bol düşünmek fırsatı bulduğunu ve «hayatta en önemli şeyin bir filmden diğerine koşmak olmadığını» anladığını» söylemektedir.

Sonra da ısrarla belirtmektedir: «Bundan böyle ancak beğendiğim filmlerde çalışacağım. Her şeyden önce kendi özel hayatımı yaşayacağım. Mutlu bir hayat sürmenin önemini şimdi anlıyorum. Bunu becerdiğiniz an, diğer insanlara da mutluluk aşılamanız mümkün olabiliyor.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 36. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir