Laurence Oliver Kefeni Yırttı



Stüdyonun genç bale öğretmeni Eleanor Fazan pek dertliydi. Genç kadın stüdyo idarecileri genç öğretmene Öyle zor bir iş vermişlerdi ki, zavallı öğretmen bu işi reddetse bir türlü, etmese bir başka türlüydü. İşi reddetse idarecileri gücendirecekti. Kabul etse verilen vazifeyi başarabileceğinden şüpheliydi. Zira altmış bir yaşındaki aktör Laurence Olivier'ye, «La Paloma» dansını öğretmek her halde kolay bir iş olmayacaktı. Bunca yıllık ömrünü tiyatroda ve kamera karşısında geçirmiş olan bir sanatçıya dans nasıl öğretilirdi. Sonra bir yıl önce tehlikeli bir kanser ameliyatı geçirmiş olan aktörün sağlık durumunun da bu yorucu çalışmalara dayanıp dayanamayacağı da belli değildi.





Bale öğretmeni, Laurence Olivier'ye «La Paloma» dansını nasıl öğreteceğini düşünürken, ünlü aktör Laurence Olivier de yeni çevirmeye başlayacağı filmin hazırlıklarını tamamlamaya çalışıyordu. Tam bir yıl önce kanser ameliyatı olmuş, birçokları onun artık sinemayı terk edip istirahata çekileceğini zannetmişlerdi. Ama Laurence Olivier, böyle bir tedbire baş vurmaya lüzum görmemişti, zira kendini her zamankinden çok daha kuvvetli, çok daha neşeli hissediyordu. Meslek hayatında büyük başarılar elde etmek, güzel filmler çevirerek seyircileri kendine hayran bırakmak istiyordu. «Oh What A Lovely War» (Ah Ne Hoş Bir Savaş) isimli filmde Felt Mareşal Sir John French'i canlandırması teklif edildiği zaman da ünlü aktör, rolün yoruculuğunu hiç düşünmemiş, Sir John French'i beyazperdede başarıyla canlandırabilmek için Birinci Dünya Savaşı'ndan önceki devirde İngiltere'nin en gözde kumandanlarından biri olan Mareşalin hayat hikayesini dikkatle incelemişti.





Laurence Olivier, bir işe el attı mı, onu mutlaka en iyi şekilde yapmak ister... Zaten Sir Laurence Olivier'nin dünya çapında bir şöhret olmasının belli başlı sebeplerinden biri de budur ya...

Ünlü aktöre, filmin bir bölümünde yirmi saniyelik bir «La Paloma» dansı , sahnesinin bulunduğu haber verilince, Olivier hemen kolları sıvayıp «La Paloma» öğrenmek istediğini belirtmişti. Rejisör, aktöre bu sahne için dublör kullanmanın da mümkün olabileceğini söylemiş, fakat Laurence Olivier'ye bunu bir türlü kabul ettirememişti. Sir Laurence Olivier, basit bir dans sahnesi için dublör kullanmaya tenezzül edecek kadar ihtiyarlamamıştı. Aktör kararını açıklayınca rejisör de stüdyonun dans öğretmenine durumu açıklamış ve Sir Laurence Olivier'ye dans dersi vereceğini söylemişti.





Eleanor Fazan, dans egzersizlerine başladığı an, önceki endişelerinin ne kadar yersiz olduğunu anlamıştı. Laurence Olivier, bir ilkokul öğrencisinin itaatkarlığı içinde öğretmenin sözlerini dinliyor ve onun tavsiyelerini harfi harfine yerine getirmek için de azami gayret sarf ediyordu. Dans çalışmalarının ilk dakikalarında bu iş ona gerçekten güç gelmişti. Fakat biraz sonra gözüne gözlüğünü takmadığı için etrafı rahat göremediğini anlayınca hemen gözlüğünü taktı, Oh, rahatlamıştı... Şimdi, dans öğretmeni isterse altı saat daha dans denemesi yapabilirdi. Yalnız bu işin zorluğunu da kabul etmiyor değildi...





Böylece Laurence Olivier ve genç dans arkadaşı Isobel Dean, tam iki saat durmadan dans egzersizi yaptılar. Nihayet dans öğretmeni Eleanor Fazan yorulduğunu, çalışmalara ara vermek istediğini söyledi de, artistler dinlenmeye razı oldular. Sir Laurence Olivier, çalışma sırasında yorulduğunu fark etmemişti. Ama soyunma odasına giderken bacakları müthiş sızlamaya başlamıştı, ünlü aktör, yirmi saniyelik bir dans sahnesi için iki saat çalışmanın ne demek olduğunu bu sızılarla daha iyi anlamıştı.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 26. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir