Lulu Paylaşılamıyor



Kış mevsiminin sonu olmasına rağmen Hollywood'un ünlü gece kulübü 'Cocanut Grove' o gece tıklım tıklım doluydu. Sinema başkentinin gece hayatından hoşlanmayan şöhretleri bile o gece bu ünlü kulübe gelmeyi ihmal etmemişlerdi. Garsonlar, ünlü müşterilerine yer bulma çabası içinde bir oraya, bir buraya koşuşup duruyorlardı. Sahnenin arkasında ise artistlere ayrılan soyunma odalarında olağanüstü bir faaliyet göze çarpıyordu.

Gece yarısına doğru kulübün sahibi mikrofona çıktı ve gecenin sürprizini ilan etti. «Hepimizin sevgilisi Lulu, şimdi programına başlayacak» söylemeye lüzum yok. Bir alkış tufanı bir anda salonu doldurdu.





Baş rollerini Sidney Poitier ile Judy Gleason'un oynadıkları «To Sir With Love» (Sevgili Hocamız) filminde başarılı oyunu ve şarkisiyle dikkati çeken İskoç asıllı şarkıcı Lulu, Hollywood'dan aldığı bir davet üzerine Londra'daki işlerini bırakıp sinema başkentine gelmişti. Yirmi yaşındaki sanatçı, geceleri Cocanut Grove'da şarkı söyleyecek, gündüzleri de radyo ve televizyon programlarında yer alacaktı. Genç şarkıcı Hollywood'u gündüz gözüyle dilediği gibi gezip dolaşmaya can atıyordu, ama bu isteğini pek gerçekleştiremedi. Hollywood'a ilk gelişinde de film çalışmalarından şehri gezmeye, Amerika'yı ve Amerikalıları tanımaya fırsat bulamamış olan Lulu Amerika'ya giderken bu defa şeytanın bacağını kırıp Hollywood'u gezmeyi aklına koymuştu. Fakat «Sevgili Hocamız» filminin gördüğü rağbet, Lulu'nun da şöhretini artırmış ve film şirketleri, televizyon ve radyo istasyonları Lulu'ya değil, dilediği gibi gezmeye, nefes almaya bile fırsat bırakmamışlardı.





Hollywood'u gündüz gözüyle pek görememesine rağmen Lulu, Amerika'daki hayatından hiç de şikayetçi değil. «Londra'nın insanları daima büyük bir telaş içindedirler. Burada öyle bir hava gözüme çarpmadı. Herkes işine gücüne yavaş yavaş gidiyor, elindeki işi telaşa kapılmadan yapıyor. Londradaki arkadaşlarım da yanımda olsaydı her halde Amerika'dan ayrılmayı düşünmezdim. Fakat doğrusu arkadaşlarımı çok özledim. Buradaki angajmanlarımı tamamlar tamamlamaz, Londraya, arkadaşlarıma döneceğim...»

Lulu'nun programı hayli yüklü... Hollywood'daki konserleri sona erince Miami'ye gidecek. Burada ünlü gece kulüplerinden birinde konserler verecek. Sonra da Londra'ya dönüp televizyon programlarına başlayacak.



Şarkıcılıkla sinema artistliği arasında bir tercih yapmakta güçlük çektiğini belirten Lulu, temmuz ayında ikinci filmini çevirmeye başlayacak. Amerika'nın Columbia Şirketi hesabına çevrilecek filmde Lulu, babasıyle dolaşan anasız bir kızı canlandıracak. Lulu «filmdeki babamın Trevor Howard olmasını istiyorum,» diyor. «Columbia Şirketinin yöneticilerine de, bu düşüncemi açıkladım: Şayet Trevor Howard'ın çalışma programı uygun olursa bu filmi onunla beraber çevireceğiz. Filmin adı henüz belli değil, ama filmde söyleyeceğim şarkılar şimdiden tespit edildi bile.»

Lulu'nun «Sevgili Hocamız» filminde söylediği şarkı kısa bir süre içinde iki milyondan fazla satış yaptığı için filmciler, Lulu'nun rol kabiliyetinden çok söyleyeceği şarkılara önem veriyorlar.



Giydiği elbiselerin modellerini kendisinin çizdiğini belirten genç şarkıcı - yıldız, Amerika'lı hemcinslerini fazla süslü bulduğunu açıklamaktan çekinmedi. Genç sanatçı özellikle fazla şişman kadınların vücut durumlarına aldırış etmeden genç kız kıyafetleriyle ortaya çıkmalarını yadırgıyor.

Lulu, Amerikalı gazetecilerle konuşurken, «Şarkı söylemekten, konser programı hazırlamaktan aşık olmaya vakit bulamadım,» diyordu, ama sevimli sanatçının Londra'dan arkadaş olduğu Monkees grubundan Davy Jones ile fazlaca ilgilendiği de kimsenin gözünden kaçmadı.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 15. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir