Muzaffer Tema, yerli sinemanın en sempatik simalarındandır. Aslında İstanbul Konservatuvarında flüt öğretmenidir. Ama, onu herkes sinema oyuncusu olarak tanır. Bu şöhretten çok faydalanmıştır. Beş defa evlenip boşanması hep bu şöhret sayesinde olmuştur. Fakat yerli sinemadaki iş imkanlarım tatlı dili, güler yüzü sayesinde elde eder. Mesela, rejisör Nejat Saydam tutar «Alpago» adında bir film yapmaya karar verir. Rol dağıtımı yapılırken yakın dostlarını, özellikle Muzaffer Tema’yı unutmaz:

– «Kibar adam. Gık demeden çalışıyor. Bunca yıl, yerli sinemanın çilesini çekmiş. Ona bir rol verelim» der. Geçen hafta çevri meşine başlanılan bu filmde de Muzaffer’e bir rol düşünüldü ve saray nazırı Korcan rolü verildi.

Ortaçağda ve Orta Asya’da geçen bu kahramanlık filminde Tema’nın kocaman bir kılıç kullanması gerekiyordu. Şimdiye kadar ancak eline flüt veya keman yayı alan 48 yaşındaki sinema artisti:

– «20 kiloluk kılıçları sallayıp eşimi, evladım geçindiriyorum. Bir zamanlar Hollywood’da Joan Fontaine‘ni tutuyordum, şimdi de kocaman kılıcı tutuyorum,» diyordu.

Ayağına kısa konçlu çizmeleri, başına da demir miğferi giyen Muzaffer Tema’yı film setine gelen ziyaretçiler tanıyamadılar:

– «İtfaiye onbaşısına benzeyen bu yakışıklı adam kim?» diye sordular. Neden sonra Tema’yı tanıyınca:

– «Hey gidi jönprömiye Muzaffer hey!» dediler, «48 değil, 58, hatta 68 yaşında bile seni film setlerinde göreceğiz.»

Muzaffer Tema, gerçekten yerli sinemanın en ilgi çekici oyuncusu… Jönprömiyelikten karakter oyunculuğuna geçen ilk yerli film artisti odur. İkinci de Sadri Alışık… Muzaffer Tema, büyük sanatçı değildir, ama en uzun ömürlüsü olacaktır.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 36. SAYISI