Rüçhan Çamay’ın Kağıttan Pijaması



Rüçhan Çamay şu sıralarda, sahneye çıkma hazırlıkları içince. Gece demiyor, gündüz demiyor, var gücü ile kendisini spotların o dayanılmaz sıcaklığına alıştırıyor. Bir yandan repertuvarını yeni baştan düzenliyor, bir yandan da sahnede hangi kostümleri giyeceğini kararlaştırıyor. Kısacası, Rüçhan Çamay, şu günlerde belki de hayatının en hareketli anlarını yaşıyor.





Çamay, 3,5 ay kaldığı Amerika'dan, Amerikalı müzikseverlerin kalpleri ile birlikte, bir bavul dolusu da giyim eşyası getirmiş. Bunların bir kısmını hazır, bir kısmını da kumaş olarak almış Çoğunun ortak özelliği «kağıt» tan yapılmış olmaları. Evet, bildiğiniz «kağıt». Hani Bafra sigaraları içinde kalaylı, parlak kağıtlar vardır ya, işte onun gibi bir şe Bu yıl dünyada adeta moda ihtilali yaparcasına gelişen «kağıt elbiseler» özellikle Amerika'da çok tutuluyor. Rahat kullanılışı, buruşma derdi olmayışı, hatta yanmayışı, «kağıt elbiseler» in tercih edilmelerinin başlıca sebepleri.





Eğer mayıs sonlarına doğru bir gece kulübüne giderseniz, Rüçhan Çamay'ın üzerindeki elbiselere çok dikkat edin. Ama öyle üstünkörü değil. Bakalım kağıttan mı, yoksa kumaştan mı yapıldıklarını anlayabilecek misiniz? Haydi, şimdiden size küçük bir kopya verelim. Bu sayfalarda Rüçhan Çamay'ın üzerindeki elbiselerin kimisi «kağıt» tan, kimisi de «kumaş» tan yapılmıştır. Şimdi hep birlikte «1968 Amerikan modası» nı Rüçhan Çamay'la birlikte inceleyelim. Bu arada da Rüçhan Çamay'ın hangi elbisesinin kağıt», hangisinin kumaş olduğunu sizlere söyleyelim. Bakalım, beğenecek misiniz?





Kağıt elbiselerin bu kadar rahat olmalarına karşılık hiç mi mahzurları yok? Var tabii. Mesela, böyle altın renkli ya da gümüş renkli parlak kağıttan elbise giymiş bir bayanla dans eden kavalyenin sonu pek parlak değil. Dansın sonunda bir erkek «Gold Finger» oluveriyor. Yani altın tozuna bulanmış gibi sapsarı kesiliveriyor... Eh, artık gülünü seven, dikenine de katlanır!

Kağıt elbiseler ortalama bir ay kadar giyilebiliyormuş. Ömrünün bu kadar az olmasına karşılık fiyatları ise hiç de ucuz değilmiş...

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 20. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir