Sadri Alışık Solistlere Ateş Püskürdü

Bütün bir gün boyunca spot ışıklarından gözleri yorulan, rejisör direktifleri ile kulakları uğuldayan, motor sesleri ile kafası kazan gibi olan film artistleri için tek eğlence, dostları ile birlikte bir kulübe giderek dinlenmektir. Ancak bizde içkinizi yudumlayarak, kafanızı şöyle hafif bir müzik ile dinlendirecek bir eğlence yeri maalesef bir elin parmaklan kadar azdır. Hemen her gece kulübünde «eko»lar sonuna kadar açılır. Akustik durumu zaten iyi olmayan bu yerlerde elektronik enstrümanların gürültüsü ile, değil kafanızı dinlemek, kafanız adeta kazana döner. Tabii bu söylediklerimiz, 18 yaşını çoktan geride bırakmış olanlar içindir.





Bu konuda en dertli olanlardan biri de Sadri Alışık. Ara sıra gittiği gece kulüplerinden öylesine şikayetçi ki, sormayın gitsin:

- «Nedir o gece kulüpleri, kardeşim?» diyor. Göz gözü görmüyor! Hele o elektronik sistem! Bir türlü patlamak bilmeyen bateri. O kadar şiddetli darbelere rağmen nasıl olur da patlamadığına şaşar dururum. Kulübe gittiğim zaman burnumun dibinde oturan kanma sesimi duyuramıyorum yahu. Avaz avaz bağırıyorum: Çolpan! diye. Bakıyorum olacak gibi değil. Kalkıyorum, çıkıyorum piste, protesto etmek için durmadan tepiniyorum. Şimdiki dansların tepinmekten hiç farkı olmadığı için beni görenler dans ettiğimi sanıyorlar. Halbuki bilmiyorlar ki içimi döküyorum, hırsımı ancak öyle alıyorum.»



Sadri Alışık'ın en sevdiği müzik alaturka. Batı müziğinin yerli temsilcileri bu müziği mazisi ünlü aktöre bir türlü sevdirememişler.

- «Bir kere görüntüleri bozuk. Kökü Türk olmayan birtakım kılıklar. Bunları görünce sanki Fransız bandosu sahneye çıkmış gibi bir his duyuyorum. Kızlarınki fena değil, ama ya erkekler? Upuzun favoriler, saçlan o kadar uzun ki saçaklı bir perdenin arkasından bakıyorlar sanıyorum. Müzik bilgileri hakkında bir şey söyleyemeyeceğim, fikrim yok. Ama, şunu da söyleyeyim o 'eko' denen nesne ile ben bile iyi şarkı söylerim.»

Sadri Alışık son günlerde pek moda olan Türkçe sözlü şarkılar üzerinde de duruyor. Her önüne gelenin bu işe el atmasına, aklına estiği gibi şarkı yazmasına öyle bir içerlemiş ki:



- «Şarkıların Türkçe sözlerini maalesef dilimizi bilenler yazmıyorlar,» diyor ve ilave ediyor: «Bunların yaptıklarını daha önceleri keten helvacılar çok daha iyi yapıyorlardı. Bu uydurma Türkçe söz yazarlarının yanı sıra, bunları okuyan şarkıcılar da ayrı bir alem!... Türkçe konuşmaktan aciz görünüyorlar. Türkçe bir şarkıyı yabancı bir şarkıcının söylediği gibi yarım yarım hecelerle söylemek doğrusu en hafifinden ayıp oluyor.

Sadri Alışık oturmuş bir de Türkçe sözlü Batı müziği şarkıları okuyan solistlerimizin onlara has alfabesini çizmiş. «Bu alfabe onların kendi öz malı şarkıları niçin öyle okuduklarını gösterir,» diyor.

Hani Sadri Alışık'ın hakkı da yok değil.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 2. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir