Selda Alkor’un Yeni Evi

Artistlerimizin çoğu, «Dünyada mekan, ahirette iman,» felsefesine çok güzel ayak uydurmuşlardır. Bir, iki, hatta hatta üç, dört kata birden sahip olan yıldızlarımızın sayısı bir hayli kabarıktır. Türkan Şoray, Ediz Hun, Fikret Hakan, Kartal Tibet, Cüneyt Arkın, Sevda Ferdağ, Fatma Girik, evi olan yıldızlarımızdan sadece birkaçıdır. «Bugün, Yeşilçam denen yerli sinemanın Hollywood’undan evi, apartmanı, villası olmayan yıldız kalmamış gibi bir şeydir, desek, sakın mübalağa ettiğimizi zannetmeyin.





Zaman zaman ev sahibi yıldızlar gazete ve dergilerde arzı endam ederler. «Zenginin malı züğürdün çenesini yorar,» misali evinin dört bir köşesi beyaz sayfalar üzerinde irili ufaklı yer alır; Bugün sinema artistlerimizin kalbur üstleri arasında evi olmayan bir Yılmaz Güney'le Tamer Yiğit kalmıştır.





Evi olan artistler kervanına geçenlerde bir yıldız daha katıldı. Selda Alkor... Selda, son bir yıl içinde üç ev değiştirmiş, kendi deyimiyle, «Elalemin evlerinde sürünmekten,» bıkmıştı. Eh karınca kararınca, bankada biraz parası da vardı. Halası Fahriye Yen ile kafa kafaya verdiler, kendilerini kira köşelerinden kurtaracak bir kat satın almayı kararlaştırdılar. Tam on gün İstanbul kazan, onlar kepçe, satılık ne kadar kat, ev, apartman varsa hepsini bir bir gözden geçirdiler. Etiler, Levent, Şişli, Maçka, Nişantaşı, Harbiye, Taksim'i bir baştan öbür başa adım adım taradılar. Kat çoktu ama, ya 250, 300 bin lira istiyorlardı veya manzarası iyi değildi.





Sonunda bir yakınları Şişli'de meydanı gören, kaloriferli satılık bir kat olduğunu Selda Alkor'a fısıldadı ve Selda, ile halası hemen bir taksiye atlayıp Şişli'ye gittiler ve katı gördüler.

Bu ev tam istedikleri gibiydi. Genişti, kaloriferi vardı. Aynı zamanda çok da ucuzdu. Selda, ertesi günü 120 bin lira peşin para, 30 bin liralık da bono verip evin tapusunu aldı. Artık bir katı vardı, kira köşelerinden kurtulmuştu.

Geçen gün Selda Alkor'un yeni evine gittik. Bize kapıyı halası açtı. «Selda yok,» dedi. «Yeni filmi için tuvalet diktiriyor. Neredeyse gelir.»



İçeri girdik. Yeni daire yepyeni eşyalarla, doğrusu hayli zevkli bir şekilde döşenmişti. Şarap rengindeki ipek kumaşlardan yapılmış koltuklar, pırıl pırıl parlayan ceviz kaplama, altı kişilik yemek takımı, Selda'nın bu yeni evine ayrı bir güzellik vermişti. Duvarlarda ressam Salih Acar'ın iki tablosu ile meşhur Kolesnikoff'un «Kar ve Kurtlar» isimli tablosu vardı. Fahriye Yen, «Biliyor musunuz?» diye anlatmaya başladı, «Yalnız bu tablonun değeri 250 bin lira!... 20 yıl önce Yugoslavya'dan satın almıştım. Ressamının bütün tabloları Paris, Londra ve Viyana milli galerilerinde. Selda'ya düğün hediyesi olarak vereceğim!»

Bu sırada zil çaldı. Selda Alkor, nefes nefese, oflaya pofloya içeri girdi.

Bizi görünce, «Öyle yorgunum, öyle yorgunum, ki kusura bakmayın, dedi. «Yakında yeni bir filme başlayacağım.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 11. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir