Sevim Çağlayan’ın Yeni Nişanlısı



- «Tabii anlatırım can arkadaşım. Madem bilmiyorsun, anlatayım da öğren. Biz Yılmaz'la (Yılmaz Gündüz) tam 9 yıl evli kaldık. 3 yıl önce resmen boşandık. Genç bir kadının sahnede «yalnız kalması» çok zordur. Hale bizim gibi içkili yerlerde çalışanların, üstelik ayrıldık, ama birbirimizden kopamadık da. Ne de olsa arada 9 yıllık bir beraberlik vardı. Neyse uzatmayayım, sonunda tekrar nişanlandık. Efendim? Ne kadar mı oldu?... Ne bileyim... 3irkaç ay oldu işte... Anlamadım? Yok be anam. Bu kadar seneden sonra büyük aşk falan olur mu? Alışkanlık bu alışkanlık... Huy-suy bilme meselesi! Şimdilik yetiyor. Vallahi, nişanlımın birçok huyunu beğeniyorum ama birçoğunu da beğenmiyorum. İşte sana dobra dobra laf!»





Sevim Çağlayan bundan beş yıl önce, yine Festival zamanı Antalya'ya gelmişti. 1964'ten beri her yıl Belediye onu festivale davet edermiş, ama «Nedense bir türlü denk düşmez»'miş! Bu yıl Antalya'da kurulan Lunapark'tan teklif alınca, «Hem ziyaret, hem ticaret, demiş ve uçağa atladığı gibi festivale yetişmiş.



Sevim Çağlayan, Antalya'ya yalnız gelmişti. Tam Ankara'ya gideceği gün röportajını yapmak için kaldığı otele gidince, eski eşi Yılmaz Gündüz'ü orada görmeyelim mi... Meğer bizim «eski eşi» diye tanıdığımız Yılmaz Gündüz, Sevim Çağlayan'ın yeni nişanlısıymış. Sevim Çağlayan bize «eski eş - yeni nişanlı» meselesini anlatırken, Konyaaltı'nın ilerisindeki «Beş Konak» a gelmiştik. Burada arabadan indik. Sevim Çağlayan hemen mayosunu giyip denize doğru koştu. «Şahane Kadın» epey kilo almıştı. Aldığı kiloların gerekçesi de şu: «Sahne, zayıf kadını kaldırmıyor!»





Sevim Çağlayan «erkek gibi» diye tarif edilen kadınlardan. Sorduğumuz her şeye hiç düşünmeden hemen cevabı yapıştırıyor. Kısa ve sert cümlelerle konuşuyor. Konuşma sırasında da sık sık kendi «özel tabir» lerini kullanıyor. Bunların içinde en sık tekrarladığı da «şıkır.» Şıkır, Sevim Çağlayan'ın dilinde iyi, güzel, işler yolunda, ideal gibi anlamlara geliyor. Anlattığı şey çok hoşuna gidiyorsa hemen bu «şıkır»'ın başına bir «en» ekliyor, oluyor sana «En şıkır».



- «56 model bir Mercedes'im var. İki katlı, yüzme havuzlu bir villam, üç katım, iki arsam bir de taverna ortaklığım. Nakit para dersen, nanay!... Hepsini toplaşan 2-3 milyon eder. Nasıl 'En şıkır'. Tabii vergilerimi de tıkır tıkır ödüyorum...»

Bir de durmadan «Çiçek gibi» diyor. Bu da çok iyi, bundan iyisi olmaz anlamına geliyor. Ve Sevim Çağlayan'la konuşurken, bu şıkırları, en şıkırları, çiçek gibileri bol bol duyuyorsunuz. Eeee, ona «Şahane Kadın» demişler!... Şahane kadının da lügati böyle «şahane» olur işte!...

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 26. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir