Türkan Şoray ve Sezer Güvenirgil Karşı Karşıya




Biri esmer, biri sarışın. Biri pek meşhur, diğeri henüz meşhur olma yolunda. Biri sinemaya adımını figüranlıkla atmış, diğeri ise, SES mecmuasının Kapak Yıldızı Yarışmasını kazanarak sinemaya geçmiş. Biri oynadığı her filmden 60 bin lira ücret alıyor, diğerinin ise bugün için film başına aldığı sadece 10 bin lira.

İşte şu anda durumları bu olan Türkan Şoray ile «Ses 1966 – 67 Kapak Yıldızı» Sezer Güvenirgil, geçenlerde rejisörlüğünü Mehmet Dinler’in yaptığı «Kara Duvaklı Gelin» isimli filmde bir araya geldiler. Bu karşılaşma Türkan Şoray için değil ama, Sezer Güvenirgil için çok önemliydi, öyle ya ünü bütün Türkiye’ye yayılmış bir yıldızla karşılaşacak, beyazperdede onunla beraber görülecekti. Türkan Şoray’ın güçlü oyununun yanında onun da bir varlık göstermesi lazımdı. İşte bu da Sezer’i heyecanlandırmaya yetmişti.





Türk sinemasında, birbirleriyle hiç oynamamış iki yıldız beraber film çevirdiler mi hep aynı şeyler yapılır. Rejisör veya filmin prodüktörü, iki artisti birbirine tanıştırır, onlara başarılarının devamlı olması temennisinde bulunur. Bu sefer de bu böyle oldu. Kemal Film Platosunda, filmin yapımcısı Osman Seden, iki artisti yanına çağırdı, tanıştırdı. Sonra da ikisiyle beraber bir hatıra fotoğrafı çektirdi.

Bu tanıştırma faslında en heyecanlı olan, setlerde kızının yanından bir dakika olsun ayrılmayan Sezer Güvenirgil’in annesi Asiye Güvenirgil'di. Heyecandan yerinde duramıyordu. Tıpkı ünlü bir yıldızla karşılaşmış bir lise öğrencisi gibiydi. Bir, Türkan Şoray'dan imzalı fotoğraf istemediği kalmıştı.



Sezer Güvenirgil de heyecanlanmaktan yana, annesinden geri kalmıyordu. Ama biraz sonra Türkan Şoray kendisine yakınlık gösterince heyecanından iz kalmadı. Tanıştırma faslı bitince ilk konuşan Türkan Şoray oldu:

«Bu film sizin için de benim için de hayırlı ve uğurlu olsun» dedi. Sezer de 'Türkan abla' sına şu karşılığı verdi:

- «Gönülden temenni ediyorum öyle olsun.»

Bu konuşmalar onların birbirlerine söyledikleri ilk sözlerdi. Artık tanışma bitmiş, sıra filmin çekimine gelmişti. İlk sahne çekilip bittikten sonra Türkan'la Sezer birbirlerine sanki yıllardır bir arada oynuyorlarmış gibi davranmaya başladılar. Sezer: Türkan Ablasının makyajına yardım ediyor, Türkan Şoray da bu genç meslektaşına iyi bir yıldız olabilme sanatı hakkında öğütler veriyordu.





Türkan Şoray, setteki ışıklar ve kamera hazırlanırken Sezer Güvenirgil'in yanına oturdu:

- «İlk filmlerimde duyduğum heyecanı, telaşı şimdi siz duyuyorsunuz. Rejisörün sözlerini dinlerken yapacağınız hareketleri gözlerinizin önünde canlandırın. Anlamadığınız şeyleri hemen sorun. Kameranın sizi hangi planda ve ne büyüklükte gördüğünü de kameramdan öğrenin.»

Bu sözleri dikkatle dinleyen Sezer:

- Türkan abla makyajımı yanlış mı yapıyorum?...» dedi.

Türkan Şoray, Sezer Güvenirgil'in yüzüne dikkatle baktı:

- «Saçını biraz şöyle taramalısın. Gözlerinin üstüne de, açık mavi far sürmelisin...»

Bir ara ayrıldıklarını görünce hemen Türkan Şoray'ın yanma yaklaşıp «Sezer Güvenirgil'i nasıl buldunuz?» diye soruverdim.





Türkan: «Sezer çok cici, çok sempatik bir kız. İleride ünlü bir sinema yıldızı olmaması için hiç bir sebep yok. Oyun kabiliyeti de kuvvetli... tik karşılaştığım zaman seveceğimi anlamıştım zaten. Sezer'den bir hayli tecrübeli olduğum için ona elimden geldiği kadar ablalık etmeye ve bu filmde yardımcı olmaya çalışacağım.»

Sıra Sezer'le konuşmaya gelmişti. Onu da bir köşede yakalayıp Türkan Şoray hakkında fikirlerini sorduk. Sezer Güvenirgil ilk önce gözlerini ellerine indirdi. Birden, «Çok doğru söylüyorum inanın» diyerek söze girdi:



- «Bana Türkan Şoray'ı, 'çok gururludur, azametlidir, çevresindeki insanlara kadın olsun, erkek olsun, kapris yapmaktan zevk duyar' diye tanıtmışlardı. Fakat, şu anda tanıdığım Türkan Şoray bana anlatılana hiç benzemiyor. Onu çok sevdim. Halbuki buraya gelip Türkan Şoray'la tanışıncaya kadar, hep korku içindeydim. Siz de gördünüz ya, şimdi ondan bir dakika bile ayrılmak istemiyorum.» Sezer Güvenirgil daha konuşacaktı. Fakat rejisörün sesi, konuşmamızı yarım bıraktı:

- «Türkan Hanım, Sezer Hanım sete lütfen!»

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 42. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir