Onun için «Türkiye’nin en iyi erkek seslerinden» diyorlar. «Sahnede çok rahat ve söylediği şarkıları sesine gidenlerden seçtiği için daha da başarılı» olduğunu söylüyorlar. Bütün bunlar, kısa zamanda hafif müzik âleminde kendine çok iyi bir yer yapan genç şarkıcı Ömür Göksel için söyleniyor. Fakat kimdir bir Ömür Göksel? Şimdi de onu tanıtalım:

2 mayıs 1940’ta İstanbul’da doğan Ömür, Ticaret Lisesinde okurken Galatasaray Takımına alınabilecek kadar iyi basketbol oynayan genç bir sporcuydu. Fakat lisenin son sınıfında meşgul olmaya başladığı müzik, mezun olduktan sonra onun spor sevgisine galebe çaldı. Artık Ömür, arkadaş toplantılarının aranan bir şarkıcısı olmuştu. 1959 yılında gene arkadaşlarının ısrarı ile girdiği amatörler arası bir yarışmada birinci olunca şarkıcılığı meslek olarak seçti. İyi İngilizce ve Almanca bildiği, çok zengin bir diskoteğe sahip olduğu için kendine hemen kuvvetli bir repertuvar hazırladı.

Yalnız caz parçalarına fazlaca yer veren Ömür, müzisyenlerimizin takdirlerini kazanmasına rağmen, bu tarz, Türkiye’de tutulmadığı için pek halkımızın dikkatini çekmemişti. İstanbul’da geçen yaz Yavuz Özışık Orkestrasında parladı. Kendi gibi caz aşığı piyanist Yavuz ve basçı Eray Turgay’ın önünde söylediği yüzü aşkın caz parçasıyla kendini tatmin ederken, günün sevilen şarkılarıyla da müzikseverlerin takdirlerini ve alkışlarını topluyordu.

Aldığı devamlı teklifler sonucu kış sezonu sonunda orkestra şarkıcılığını bırakarak Show’a başladı. Frank Sinatra‘yı andıran tatlı ve güçlü sesiyle zaten dikkati çeken Ömür Göksel, Show’da da yaptığı basit fakat anlamlı hareketlerle bir anda parladı. Artık arkadaş toplantılarının aranan şarkıcısı Ömür, kuvvetli bir Showman olmuştu. İyi giyinmesi, neşeli, samimi ve efendi haliyle de dikkati çeken Ömür Göksel, bugünkü meçhul adının, yaz sonuna kadar hafızalara iyice yerleşeceğini söylemektedir.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1967 TARİHLİ 27. SAYISI