LÜKS gezinti motorunun makinelerinden önce garip bir homurtu yükselmiş, sonra da müthiş bir infilak, küçük tekneyi alevler içinde bırakmıştı. Diri diri yanmamak için tek çare hemen denize atlamaktı. Ama ne var ki, denizin üzeri de yayılan benzinlerin aleviyle örtülüyordu. Buna rağmen hepsi suya atladı.

Olay, bundan beş yıl kadar önce Kapri adası açıklarında cereyan etmişti. O sıralarda «Kapri Maceraları» adlı filmde oynamak üzere İtalya’ya gelmiş bulunan sevimli Fransız yıldızı Yvonne Monlaur da kazazedelerin arasındaydı.

Genç kız, hastanede kendine geldiği zaman, vücudunun hemen hemen tamamının yanmış olduğunu anlayınca paniğe kapıldı. Bu durumda meslek hayatı kesin olarak sona ermiş olmalıydı.

Günler haftaları, haftalar ayları kovaladı, aradan geçen zaman zarfında da beklenmeyen bir mucize vuku buldu: Yapılan estetik ameliyatlar müspet bir sonuç vermişti! O kadar ki, Yvonne hastaneden çıkarken yakınları, «Bize itimat et, eskisinden daha cana yakın oldun.» dediler.

Yvonne Monlaur sanki dünyaya yeniden gelmiş gibi, hayata sımsıkı sarılmıştı. Birden genç kadına film teklifleri yağmaya başladı. Peş peşe «Solo», «Bayard», «Karaiplerin Atmacası», «Nick Carter Ortalığı Allak Bullak Edecek», «Gökyüzü Tepemizde» isimli kordelelerde rol aldı. Bir ara Prenses Margaret’in eşi Anthony Armstrong Jones ile bekarlığında flört etmiş olan Yvonne Monlaur, evlenip ayrılmıştır ve «Hayattaki en sadık eş, insanın annesidir,» demektedir.

(Alıntıdır. Bkz. https://www.tozlumagazin.net/shop/urun/ses-dergisinin-1965-tarihli-3-sayisi/)