Rod Steiger 7 Ayrı İnsan



Hollywood'un genç ve yakışıklı aktörleri için artık tehlike çanları çalmaya başladı. Seyirciler kadar filmciler de yakışıklı olmalarından, genç kızlara kendilerini beğendirmekten başka hiç bir kozları olmayan bebek yüzlü aktörlere artık önem vermiyorlar. Son zamanlarda kaç Hollywood stüdyosuna yolum düştüyse hep aynı durumla karşılaştım. Genç ve yakışıklı aktörler, elleri böğürlerinde oturup iş beklerlerken, orta yaşlı, güzellik ve yakışıklılıkla uzaktan, yakından ilgisi olmayan, hatta normal ölçülere göre çirkin bile sayılabilecek olan aktörler adeta nefes almadan film çeviriyorlar.





Hollywood filmcileri, biraz geç de olsa, nihayet sinemada seyircinin sadece dış görünüşe önem vermeyeceğini iyice anlamışlar. Son Oscar armağanını da Rod Steiger'in kazanmış olması filmcilerin niyetlerini kesinlikle ortaya koymaktadır. Armağanlar dağıtıldıktan sonra ise Rod Steiger'e film şirketlerinden öyle çok teklif gelmeye başladı ki aktör, 1968 ve 1969 yılları için hazırladığı gezi programlarının hepsini iptal etmek zorunda kaldı. Eşi Claire Bloom ile New York'taki apartmanı kiraya verip Hollywood'a taşındı.





Rod Steiger'i «Ses» okurlarına yakından tanıtmak için aktörün menajerinden randevu istemiştim. Fakat menajer bana Rod Steiger'in çalışma programını gösterdi ve hemen arkasından sordu: «Onun yerinde olsanız bu randevu isteğini nasıl cevaplandırırdınız?»

Gerçekten de aktörün değil benimle konuşmaya, nefes almaya bile vakti yoktu. Bunun üzerine ben de Rod Steiger'in son çevirdiği filmin setine gidip çalışmasını seyretmek istedim. İyi ki böyle bir teşebbüste bulunmuşum. Zira başka türlü de Rod Steiger'in yüzünü görmeme imkan yokmuş.





«No Way To Treat A Lady» (Bir Hanıma Böyle Muamele Edilmez) isimli heyecanlı bir polisiye filmin setinde benden başka hiç bir yabancı yoktu. Rejisör ve artistler gelmeden ben bir köşeye çekilip beklemeye koyuldum. Nihayet rejisör geldi. Onun hemen arkasından uzun boylu, şişmanca, siyah saçlı, siyah bıyıklı, gözlüklü acayip birisi sette belirdi. Herkes etrafında pervane oluyordu. Rejisör bile bu esrarengiz yabancıyla herkesle konuştuğu gibi konuşmuyordu. Ben ise onunla pek ilgilenmedim, zira asıl Rod Steiger'i görmek istiyordum!... Filmin bir sahnesinin çekimi bittikten sonra kara bıyıklı adam gitti. Yarım saat kadar bekledik. Bu defa sonradan cinsiyet değiştirmiş, erkek eskisi bir kadın sete geldi!... İyice sabırsızlanmaya başlamıştım. Yoksa Rod'un o gün çekilecek sahnesi yok muydu? Menajeri beni oyalamak mı istiyordu? Yerimden doğrulup seti terk etmeye hazırlanırken Rod Steiger'in menajeriyle burun buruna geldim. Gülerek «Üstadı nasıl buldunuz?» diye sordu. «Kadın kıyafeti yakışmış mı?»



Menajerin bu sözleri beni büyük bir hata işlemekten kurtardı. Daha sonra da laf arasında Rod Steiger'in bu filmde New - York'u dehşete düşüren azılı bir katili canlandırdığını öğrendim. Aktör, her kurbanını öldürmeye giderken tip değiştiren azılı bir katili gerçekten büyük bir başarıyla canlandırıyordu. Onun tip değiştirmesi birçok aktörlerin yaptıkları gibi sadece makyaj hilesinden ibaret kalmamıştı. Rod Steiger, gerçekten seyircinin karşısına yedi ayrı insan olarak çıkmayı başarmıştı. Günümüzün en kuvvetli aktörlerinden biri olduğuna benim de şüphem kalmadı.

ALINTI: SES DERGİSİ’NİN 1968 TARİHLİ 24. SAYISI



Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir